Yeni Alman Tıbbında Böbreklerin Psikolojik Çatışmaları

Böbrek sorunları, psikolojik çatışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Bu çatışmalar, insanların yaşam kalitesini etkileyen önemli faktörlerdir. İşte bu çatışmaların türleri ve böbrek sağlığı üzerindeki etkileri:

İnsanlar, tanıdık çevrelerinden ayrıldıklarında kendilerini “sudan çıkmış balık gibi” hissedebilirler. Bu durum, terk edilme, varoluş tehlikesi ve yabancı bir yere gitme gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

Terk edilme çatışmaları, dışlanmışlık ve yalnızlık hissiyle başlar. Özellikle çocuklar, kreşe başlama veya aile kaybı gibi durumlarda bu çatışmayı yoğun yaşarlar. Güvenlik ve duygusal destek kaybı, bu hissin temel nedenleridir ve bireylerin duygusal durumunu derinden etkiler. Yeni Alman Tıbbı’na göre, bu tür çatışmalar böbrek sağlığını doğrudan etkileyebilir.

Varoluş çatışması, hayati tehlike hissiyle ilgilidir ve genellikle kanser teşhisi veya acil durumlar gibi olumsuz olaylar tarafından tetiklenir. Bu çatışma, kişinin geçim kaynağını da etkileyebilir ve “Her şeyimi kaybettim” duygusuna yol açabilir. Bu durum da bireylerin böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

Mülteci çatışması ise beklenmedik taşınma veya yerinden edilme ile ortaya çıkar. Tanıdık çevreden uzaklaşmak, insanlarda derin bir huzursuzluk yaratır ve özellikle yaşlılar ve çocuklar üzerinde yıkıcı etkilere yol açabilir. Yeni Alman Tıbbı perspektifine göre, bu tür stresli durumlar böbrek sağlığını tehdit eden önemli faktörlerdir.

Yeni Alman Tıbbı’na göre, bu çatışmaların aktif döneminde, böbrek toplama tübüllerindeki hücreler suyu tutmak için çoğalır. Bu süreç, su tutma, yüksek ürik asit, üre ve kreatinin seviyeleri ile kendini gösterir. Su tutulması, kilo artışına ve şişkinliğe yol açarak bireylerin fiziksel sağlığını olumsuz etkiler. Ayrıca, su ve idrarın tutulması, idrar çıkışını azaltır ve bu durum koyu sarı idrar ve kuru dışkı ile belirginleşir.

Çatışma çözüldüğünde, vücutta biriken su, sağlıklı böbrek yapıları aracılığıyla dışarı atılır ve bu durum bol idrara çıkma (poliüri) ile kendini gösterir. Bu aşama, kişinin büyük bir rahatlama hissetmesine neden olur. İyileşme aşamasında, vücutta artık ihtiyaç duyulmayan hücreler temizlenir. Bu süreçte idrarda bulanıklık, gece terlemeleri ve ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. İdrarda yüksek protein seviyeleri, vücudun protein kaybettiğini gösterir.

Bu durum, organizmanın su ve besin dengesini sağlamak için doğal tepkilerini yansıtır. Sonuç olarak, bu biyolojik süreçler, vücudun sağlığını korumak ve iyileşmek için son derece önemlidir. Yeni Alman Tıbbı, bu süreçlerin anlaşılmasına ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunarak bireylerin sağlıklarını iyileştirmeyi amaçlar.

Varoluş Çatışması

Varoluş çatışması, bireyin yaşamı için duyduğu korkuları ifade eden derin bir psikolojik durumdur. Bu korkular, kişinin kendisini “sudan çıkmış balık” gibi hissetmesine neden olur; yani, birey kendini güvensiz, çaresiz ve yalnız hisseder. Bu tür duygular, genellikle “Hayatım tehlikede” veya “Her şeyimi kaybettim” gibi düşüncelerle ilişkilendirilir. Varoluş çatışması, bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığını etkileyen karmaşık bir durumdur ve özellikle böbrek sağlığı üzerinde önemli olumsuz etkiler yaratabilir.

  • Acil serviste beklemek
  • Ambulans içinde olmak
  • Hastaneye yatmak
  • İş kaybı
  • Mali kayıplar
  • Ev kaybı
  • Ekonomik veya duygusal güvenlik sağlayan bir kişinin kaybı

Vaka 1: Acil Serviste Bekleyen Elif

Ani bir sağlık sorunu yaşayan Elif, acil serviste uzun süre beklemek zorunda kalır. Bu bekleyiş, ona “Hayatım tehlikede” düşüncesini hissettirir. Bu belirsizlik ve korku, Elif’in stres seviyesini artırır. Yeni Alman Tıbbına göre, bu tür durumlar böbreklerin işlevini olumsuz etkileyebilir.

Vaka 2: İş Kaybı Yaşayan Ahmet

Ahmet, çalıştığı şirketteki ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılır. İş kaybı, onun için büyük bir varoluşsal kriz yaratır. “Hayatım tehlikede” düşüncesi, kaygı ve stres seviyelerini artırır. Yeni Alman Tıbbına göre, bu tür ekonomik belirsizlikler, böbrek fonksiyonlarını etkileyen önemli bir faktördür.

Vaka 3: Babasını Kaybeden Hasan

Hasan, ailedeki en büyük destekçisi olan babasını kaybeder. Bu kayıp, Hasan’ın hayatında büyük bir boşluk yaratır ve “Her şeyimi kaybettim” düşüncesine neden olur. Bu durum, Hasan’ın psikolojik sağlığını olumsuz etkileyerek, böbrek sağlığını tehdit eden stres seviyelerine yol açabilir. Yeni Alman Tıbbı perspektifinden bakıldığında, duygusal kayıpların böbrek sağlığı üzerindeki etkileri, bireylerin ruhsal durumları ile doğrudan ilişkilidir.Bu vakalar, varoluş çatışmasının bireyler üzerindeki etkilerini ve bunun böbrek sağlığı üzerindeki olumsuz sonuçlarını açık bir şekilde göstermektedir.

Bu tür stresli durumlar, böbreklerin işlevlerini etkileyebilir ve Yeni Alman Tıbbı perspektifinden değerlendirildiğinde, stresin böbrek sağlığı üzerindeki etkileri daha iyi anlaşılabilir.

Mülteci Çatışmaları

Mülteci çatışmaları, bireylerin zorunlu olarak yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda kalması durumunda ortaya çıkan derin psikolojik ve sosyal problemlerdir. Bu tür çatışmalar, bireylerin psikolojik durumunu olumsuz etkileyerek böbrek sağlığı üzerinde ciddi sorunlara yol açabilir.

Örnekler:

  • Başka bir okula, mahalleye veya il dışına gitmek zorunda kalmak

Vaka 1: Irak’tan Göç Eden Ali

Ali, Irak’taki iç savaş nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan 30 yaşında bir mühendis. Savaş sırasında evini kaybetmiş ve birçok yakınını yitirmiştir. Türkiye’de yeni bir hayata başlamak zorunda kalması, onun için büyük bir stres kaynağı olmuştur. Yeni Alman Tıbbına göre, bu tür travmalar, bireylerin ruhsal sağlığını etkileyerek fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Ali, sürekli kaygı ve belirsizlik içinde yaşarken, böbrek sağlığı da olumsuz etkilenmiştir. Yüksek tansiyon ve anksiyete bozukluğu gibi sorunlar yaşamaktadır. Ali’nin hikayesi, mülteci çatışmalarının bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini ve bunun sağlık üzerindeki sonuçlarını göstermektedir.

Vaka 2: Afganistan’dan Kaçan Fatima

Fatima, 25 yaşında bir öğretmen ve Afganistan’daki çatışmalar nedeniyle ailesiyle birlikte Avrupa’ya sığınmak zorunda kalmıştır. Yeni bir kültüre uyum sağlamakta zorlanan Fatima, dil bariyeri ve sosyal izolasyon nedeniyle büyük bir yalnızlık hissi yaşamaktadır. Yeni Alman Tıbbına göre, bireylerin yaşadığı stres, böbrek sağlığını etkileyen yüksek stres seviyelerine yol açabilir. Eğitimine devam etmek için başka bir okula gitmek zorunda kalması, onun için ek bir stres kaynağı olmuştur. Fatima’nın yaşadığı duygusal zorluklar, böbrek sağlığını tehdit eden sorunlara neden olmuştur. Sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı zorluklar, böbrek sağlığı sorunlarını daha da derinleştirmiştir.

Vaka 3: Irak’tan Yunanistan’a Geçiş Yapan Zainab

Zainab, 40 yaşında bir anne ve Irak’taki iç savaş nedeniyle Yunanistan’a geçiş yapmak zorunda kalmıştır. Yunanistan’a ulaştıklarında, mülteci kamplarında yaşamak zorunda kalmışlardır. Bu durum, Zainab’ın ruhsal sağlığını olumsuz etkilemiş ve sürekli bir belirsizlik içinde yaşamalarına neden olmuştur. Yeni Alman Tıbbına göre, kampta yaşanan hijyen koşullarının yetersizliği, böbrek enfeksiyonu riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açmıştır. Ayrıca, stres ve kaygı nedeniyle yaşadığı fiziksel semptomlar, böbrek sağlığını tehdit eden bir durum haline gelmiştir. Zainab’ın durumu, mülteci çatışmalarının bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini ve bunun sağlık üzerindeki sonuçlarını açıkça göstermektedir.Bu örnekler, mülteci çatışmalarının bireyler üzerindeki etkilerini ve Yeni Alman Tıbbı perspektifinden bu etkilerin sağlık üzerindeki sonuçlarını vurgulamaktadır. Mültecilerin yaşadığı zorluklar, sadece fiziksel sağlıklarını değil, aynı zamanda ruhsal sağlıklarını da derinden etkilemektedir.

Bu durumlar, bireylerin stres seviyelerini artırarak böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

Vazgeçilme Çatışması

Vazgeçilme çatışması, bireyin dışlanmış, reddedilmiş veya yalnız hissetmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, özellikle çocuklar üzerinde derin etkiler bırakabilir. Örnekler:

  • Kreşe başlamak ve gruptan dışlandığını hissetmek
  • Ebeveynlerin yeterince zaman geçirmemesi
  • Büyükanne veya büyükbabanın ölümü
  • Aile üyesinin ayrılması
  • Yeni doğan bir erkek kardeşin varlığı

Vaka 1: Kreşe Başlayan Zeynep

Zeynep, 4 yaşında kreşe başlamıştır. İlk gününde, sınıf arkadaşlarıyla kaynaşmakta zorlanır ve gruptan dışlandığını hisseder. Diğer çocuklar oyun oynarken onu dahil etmemekte ve bu durum Zeynep’in kendine güvenini sarsmaktadır. Zeynep, yalnızlık ve dışlanma hissi yaşar, bu da ruhsal sağlığını olumsuz etkiler. Yeni Alman Tıbbına göre, bu tür duygusal zorluklar çocukların gelişimini etkileyebilir ve ilerleyen dönemlerde sosyal kaygı sorunlarına yol açabilir.

Vaka 2: Ebeveynlerin Yetersiz Zaman Geçirmesi

Ali, 7 yaşında bir çocuktur ve ebeveynleri yoğun iş temposu nedeniyle ona yeterince zaman ayıramaz. Ali, yalnız kaldığını hisseder ve bu durum onu derin bir yalnızlık hissine sürükler. Arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine evde yalnız vakit geçirmek zorunda kalır. Bu durum, Ali’nin özsaygısını zedeler ve sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamasına neden olur. Yeni Alman Tıbbına göre, ebeveyn ilgisi eksikliği, çocukların psikolojik gelişiminde olumsuz etkiler yaratabilir.

Vaka 3: Yeni Doğan Kardeşin Varlığı

Fatma, 5 yaşında ve ailesinin tek çocuğudur. Ailesi, yeni bir erkek kardeşin doğumuyla birlikte ona daha az ilgi göstermeye başlar. Fatma, evdeki değişiklikler nedeniyle dışlandığını hisseder ve bu durum onu derin bir yalnızlık hissine iter. Kardeşinin doğumuyla birlikte, Fatma’nın ebeveynleriyle olan bağı zayıflar ve bu durum onun ruhsal sağlığını olumsuz etkiler. Yeni Alman Tıbbına göre, kardeş kıskançlığı ve dışlanma hissi, çocukların gelişiminde önemli sorunlara yol açabilir.

Bu tür duygusal zorluklar, böbrek sağlığını etkileyebilir ve Yeni Alman Tıbbı çerçevesinde, bu tür psikolojik durumların fiziksel sağlık üzerindeki etkileri incelenmektedir.

Biyolojik Gözlem

Bu çatışmaların biyolojik yansımaları da vardır. Örneğin, bir yunus ya da balina, dalgaların etkisiyle kıyıya vurduğunda, hayatta kalabilmek için böbrekleri aracılığıyla vücudundaki suyu tutar. Bu durum, gelgitlerin yunusu tekrar denize çekene kadar hayatta kalmasını sağlar. Bu tür gözlemler, böbreklerin stres altında nasıl işlev gösterdiğine dair önemli bilgiler sunar.Böbrek sağlığı, stres ve psikolojik durumlarla yakından ilişkilidir. Yeni Alman Tıbbı, bu ilişkileri daha iyi anlamak ve tedavi yaklaşımlarını geliştirmek için önemli bir alan sunmaktadır.

Yeni Alman Tıbbı ile ilgileniyorsanız, Türkiye’de orjinal Yeni Alman Tıbbı konuda eğitim veren tek eğitmen olan Psikolog Hüseyin Güngör’ün Domino Yöntemi eğitimini kaçırmamanızı öneririm. Bu eğitim, orijinal Yeni Alman Tıbbı’nın temel prensiplerini ve uygulamalarını derinlemesine anlamanızı sağlayacak.
Eğitim, Dr. Ryke Geerd Hamer’in geliştirdiği beş biyolojik yasayı kapsamlı bir şekilde ele alarak, hastalıkların kökenine dair yeni bir bakış açısı sunmaktadır.

Bu bilgiler, Yeni Alman Tıbbı bakış açısını yansıtmaktadır. Herhangi bir tıbbi reçete veya tavsiye içermemektedir. Tedavi süreçlerinizle ilgili olarak lütfen doktorunuzla iletişime geçiniz.

1 thoughts on “Yeni Alman Tıbbında Böbreklerin Psikolojik Çatışmaları”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Konuşma Başlat
Merhaba size nasıl yardımcı olabilirim ? :)